Bir yol ayrılır yazıdan yüzlerce dönüm ağa topraklarının tam ortasından yoksul köylerin dereye bakan yüzüne doğru. Yüce dağlardan çıkan kaynak suları taze gelin edamında kenarında süslü çiçekleri, Dereyi gölgeleyen ağaçları arasında çağlayışı şarkı olur. Süzülerek büklüm büklüm akar Şehire doğru. Küçücük çocukların anadan hüyran çimdikleri göletler, göller oluşturarak. İnsanların çimmelerinden öte Öküz Gölü, Kuzu Gölü gibi hayvanlarımızı çimdirdiğimiz göl ve gölet gölet adları alarak. Asarkale’den çıkan, Küçük, Büyük Soğuk Pınarları birleşerek Abaranın dereden gelen Akmağranın dersi ile Döllöğün bahcesinin altında buluşup Uludere‘ ye karışır. Bahar ayında çağlayanlarında sökün balıkları oynaşır. Yalınayak ayaklar la, elimizle, Masta meceği ile balık avlanır yeşilimsi sularında güzelliğinde züretimizi gürdüğümüz dereboyu.
Asarkaleden Keklik sürüsü dağılır Çosmanlarin Kale‘ye, Ören‘e Gümülöğ‘e doğru. Düzde Kuzular oynaşır, Tek bir ağacı olmayan Depeyort‘ da Kurtlar uluşur. Eskiden Kazak Atlarının yaylım yeri Mıllanın oğlunun ceketini mahkemme kapısında asılı tutan Kazzakpınarı, Türkmen obası Boyalca, Kilise, Kavga ateşinin sönmedigi uğruna kan dökülen adına nalet okunan Kanlıçayır, Zekke Pınarı
Ne güzeldir mezraların dere boyunca yayılışı;
Güler yüzlü kişilikleri ilginç yaşamları ile (Ğöğler) Kurbağlı, Tarih yazan Ğaptırğa. Sabah ezanı ile kalkıp gözlerini öfeleyerek küfürleri havada uçuşarak vuruşan akşam namazı ile tekbir getirerek barışan Karamukca., Ağalar diyarı Akmağara, Erenler mekani Darıyeri, Derboyunun sınır muhafızı Çataltepe, Gümrük kapısı Aliağalar
Ağa topraklarında ekin dererken pırnatlarına göz yaşı katarak, çocuklarını beşikte Alıcın gölgesine atarak karın tokluğuna ekin deren, Analarımızın, Babalarımızın yoktan var etti seni Dereboyu. Sende bizden koparıp aldığın canlarımızı katın canına. İşte bu nedenledir koşarak geliriz yanına. Bundandır senden kopamayışımız. Bundandır sana sevdamız. Bundandır sana bağlılığımız.
Sivas Malatya yolunun kesiştiği noktadan Büklüm büklüm takip eder dereleri yolumuz. Alağların içinden geçen yola sarpınca az ileride sağ tarafınızda kalan Golliğin oğlu Hüseyin‘ in teorisi ve Karaali‘ nin oğlu Tahsin‘in tastiklemesi ile Dünyanın en büyük köprüsü olduğuna inandığımız hoyrat Tren köprüsünü görürsünüz. Önce şöyle bir durur! Allağlar, Gümülöğ, Darıyeri, Çataltepe Karamukca derken Kurbağlıya kadar nefes almadan bakarsınız. Gözleriniz dolar,ayaklarınız titrer. Bostancının ağızlığa takılı sarma sigarasından nefes çekergibi o toprakların havasını içinize çekersiniz. Kuş hafifliğinde uçarsınız. Onca yol yorğunluğundan esser kalmaz. Allağalara geldiğinizde ilk Allağaların suyunu içersiniz. Genç kızlar yolcuları kocaman çiçekli perdelerin arkasından gözlerler. Çocuklar evlerin çeğesinden ya küfür eder veya iti üzerinize salarlar. Ece daha pınara yaklaşmadan,Velöğün gür sesine Halife dayı çıkar kapıya. Eşögün iti ürererek Eşeğin ayaklarına sarılır. Sazlı Kızının allı güllü fistanına bir çocuk yapışmış. Karayusuf tanımadıysa ‚gözüm seni biryerden ısırıyor‘ diyerek tam tekmil alıp açık kimliğini ibraz etmeden gümrükten geçirmez.
Genç kızlar yaşlı kadınllar yol boyunca her büyük adamla karşılaştığında sayğıdandır bir iner bir biner Eşşeklerine. Alaların mezarlığından ilkilerek geçer tam korkunuz geçmemiş arkanıza doğru bakarak giderken Darıyerinin mezarlığına ulaşırsınız.
Nefes almadan biraz hızlandınızmı harmandasınız. Harmandan ilk girdiğinizde Sari Hüseyin‘in eşeğinin anırmasına Sarının karısı Esman‘ın bağırması karışır. Uzunoğlanın itinin sesini Baboğdedenin culuklarının cığıltısı bastırır.
Sarı dayının cığarasından çıkan duman düze ulaşıp hamidöğ Treninin dumanı ile buluştu bile.
Esma Teyze‘nin Genel Kurmay Komutanı duruşu ile ayaklarınız birbirine karışarak geçer Foterli Yusuf amca‘ın evine varıp onun nurlu yüzünü görünce Allah şükür dersiniz. Cerkezlerin Mustafa’nın,Çilyusuf‘un, Hamzaların, Bekteşlerin, Bababoğdedelerin, Küçükalilerin, Hadoğdedelerin, Ahmetdedelerin aznif oynadığı bakkalın önünden anılarınızı tazeleyerek geçersiniz. Ben gecsem Bekteşin oğlu Memet‘ den bir yumurta vererek aldığım iki pisköğtün arasına koyarak yediğim lokum aklıma gelir.
Artık Darıyerindesin: Hasoğ dayı Evliya Dayı‘ nın evine su götürmek için sırada. Ayıncı Devrişin değirmeninden geliyor. Ğolliğin üç karsından biri malları suya getirmiş.
Bu yıl Yarık Gamber sakka. Gavur oğlunun suyunu kesmişler, gevrek sesi ile Reyhan Teyze‘ ye bağırıyor.
(Her ne kadar Gavuroğlu denilsede Dereboyu bağrına basmış. Toprağı olmadığından bir ömür emeğini satarak yaşadı. Mekanınız cennet olsun Gavuroğlu Reyhan Teyze‘ yi anmadan geçemeyiz.)
Suyunuzu içip Akmağaraya doğru yol alırken okulun önünde Grazetli çocuklar göremezsiniz. Taruza geçen köpeklerin alametinden kurtulursanız aşkola.
Bekteş‘in bağına doğru işliğinin düğmelerini sonuna kadar açmış Aytaç ve Hüsüğün oğlu Kenan’na volta atarak politik ders veren Kamber Hoca ile karşılaşırsınız.
Ğurt Memet‘ in evinin üstünden geçerek Akmağara‘ya varınca yol çatalaşır Süleyman Hoca‘ nın kapısından geçen yol ağalara Kel Hüseyin‘ in kapısından geçen yol marabalara gider. Haraloğ Cevizin dibinde yatan Kelvayloğ‘a sorhanığor. Yoruş Veli Traktör sürmesini yeni öğreniyor. Lömen Dayı Adoğ ve Yusuf Ağanın yanına gidiyor. Ağgızların Apo sırtını duvara vermiş güneşleniyor..
Muharremin mütayitliğini yaptığı köprüden geçip Hüsgülü‘nün evinin altından Avcu Memet ve Henifeninoğlo Alin‘in evinin önünden geçerek uçukbayırdan hemen sonra iri Kanğal Köpekleri olan Çoşmanların evine bakarak Döllöğün evinin ardında yol Karamukcaya ve Kurbağlıya ayrılır.
Aşağıdan Karamukca‘ya giderken Döllöğün iti Kel Mürtezenin değirmenine kadar yolun kenarındaki iğdelere kadar koşarak Alim Allah ürüp ayakları ile toprağı savurur. Bahcede çalışmakta veya Teras‘da oturmakta olan Döllöğe güründünüzmü iki kaşık yemeğini bir tas ayranını içmedem oradan geşemezsiniz.
Karamukca‘ya giderken her Karamuğun arasIndan biri çıkar Cınğır Vayloğ dikme suluyor Boyraz ağaç buduyor. Hasaney bastonuna duvara yaslı güneşleniyor. Ali Çavuş‘un arıları vızır vızır uçuşuyor. Sultan Gelin‘in yukarı pınarın başından cevizin dibindan Topal Satı‘ya laf verişi uzunbezden duyuluyor. Cacoğ yine boğma ile cekmiş kafayı yedi düğele nara atıyor. Kullyin oğlunun penceresinde 13 ajansını verenen Radyo‘yu ılıcanların Garip Çopur‘dan duyuyor. Abusef oğlu Abidin‘e veryansın ederek Ahmın katıyor. Mula‘nın kekliğinin sesi bazan Radyo frankansını bozarak araya giriyor. Menöğşe Teyze damda kamış yaprakları üzerine serilmiş Tarhanayı topluyor. Bugün Karamukcada kavga yok derken Kete Memet ağız dolusu küfürle dün dağda Eşeğinin Kürüğünü unutan Sığırcıya bağırıyor. Çeğlük Veli Sultan Gelin‘e benzeyen vücut yapısı ile şahre yüklü Eşeğinin arkasında bir Dometesinden bir ekmeğinden ısırarak köye giriyor. Körpüden yüzden çıkıp Kurbağlı‘ya doğru giderken yayansanız dereye yukarı deyilseniz Eşşek‘le Çukur tarladan Arzının Pınarından Döllöğün tarlasından geçip Kurbağlıya girerken Tombulun gelini neden böyle çok bağırıyor diye yadırğamayınız. Kocası az duyar ondandır. Bağrı açık insan dahisi Hıroğ Dayı sırtında bir şelek sarı tikenle Kürtlerin oradan köye giriyor. Göğ Babaoğun oğlu Ali Bilik hiç doğrulmadan Hon‘ u kırk deste ile tamamladı. Teyfık Mısa Taşı taşa sürerek Ateş yakıp piposunu dumanlatı. Ali Göncöğ Eşşek sırtında Mamaş gediğinden aştı. Ağanın Cahan‘dan bir kuzu parasına aldığı Kırava‘ tı Anası Deli Gelin Dana‘ nın boğazına bağlayarak çekiyor. Çerci Dana Veli tezgahı biraz sonra kapatacaüını çığırıyor. Göğ Hüseyinin Tarlasından bir bıldırcın Kalktı. Bayronderede Alıcın gölgesinde ikinci evliligini yapacak olan Efendi Kızılağıl‘da Ekin deren Tatlın‘ın kızı‘na ayna ile işaret vererek buluşma ayarlıyor. Asar Kale‘den Kalkan bulutlar Karoğuş kayasının üzerinden geçerek İnekciden, Gümülöğe dogru süzülüp Örenden geçerek Çal‘ın tepesine vardı. Sivastan Malatya sınırına gıren Maşandız düdüğünü çaldı .Derboyunda bugünde akşam oldu
Yorum ekle